7 Ekim saldırıları sonrası İsrail'den ayrılan ve ülkeye göç eden iki ailenin hikayesi
Enflasyondaki Düşüş Yavaş Seyrediyor - Haberler
08.10.2025 - Çarşamba 01:02'ENFLASYONDA CİDDİ DÜŞÜŞ OLMASINA RAĞMEN DÜŞÜŞ BEKLEDİĞİMİZDEN DAHA YAVAŞ'TCMB Başkanı Karahan, komisyonda milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Karahan, enflasyon ile ilgili sorumluluğun Merkez Bankası'nda olduğunu belirterek, "Sebebi kontrolümüz dışında olduğu durumda dahi sorumluluk bizde. Yani zirai don, kuraklık, okula dönüşün etkisi oldu ve elbette bunlar bahane değil. Böyle olduğu için sorumluluktan kaçacak değiliz. Biz sadece enflasyondaki hedeflerden sapmanın tespitlerini yapmaya çalışıyoruz ki bu sapmalara doğru politikalarla tepki verebilelim. Yani gerek burada, gerekse de iletişimlerimiz: yaptığımız teknik analizler sonucunda çıkan değerlendirmelerin bir özetini kamuoyu ve sayın milletvekilleriyle paylaşabilelim. Sunum da belirttiğimiz gibi Eylül ayında yıllık enflasyonda bir yükseliş gördük. Bu dönemde tüketici enflasyonun seyrine gıda fiyatlarındaki artış ve okula dönüşün etkisiyle hizmet fiyatları gelişmeleri öne çıktı. Kira ve eğitim gibi kalemler hizmet enflasyondaki ataleti yüksek tutmaya devam ediyor. Gıda fiyatlarının eylül ayı enflasyonuna katkısı 1,1 puan. Birçok hizmet kalemine yayılan okula dönüş etkisinin aylık enflasyonuna katkısı ise 0,7 puan. Bu gelişmeler dezenflasyon sürecinde bir yavaşlamaya neden oldu. Diğer taraftan olumlu tarafa bakmak gerekirse mevsimsellikten arındırılmış baktığımızda, kira enflasyonu hız keserek 4'lü seviyelerden son birkaç ay içinde 3,3'e geldiğini görüyoruz. Daha uzun bir dönem için bakmak gerekirse; parasal sıkılaşma ile birlikte enflasyonda yüzde 75'lerden yüzde 33'e ciddi bir düşüş kaydedildi. Yani, 'Enflasyon hiç düşmedi' söylemine katılmıyoruz. Hatta geçen seneki koşulları düşündüğümüzde enflasyonun seviye olarak çok daha yüksek seviyelere ulaşması mümkündü. Daha yüksek seviyelere ulaşmasını önce engelledik, yüzde 75'te sınırlı kaldı. Şu anda yüzde 33'lere gelmiş durumda. Ancak ciddi bir düşüş olmasına rağmen bu düşüşün beklediğimizden daha yavaş olduğunu hem sunumda hem de daha önceki iletişimlerimizde kabul ettik" ifadelerini kullandı. 'VATANDAŞLARIMIZI HİÇBİR ŞEKİLDE ENFLASYONDAN SORUMLU TUTMADIM'Talep ve beklentilerin dezenflasyon süreci açısından risk oluşturduğunu kaydeden Karahan, sıkı para politikası, etkin iletişim ve ara hedeflere bağlı kalarak enflasyondaki düşüşün devam edeceğini ekledi. Karahan, "Birçok milletvekilimiz yastık altı altın meselesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Geçen hafta cuma günü Hollanda'da, 'Küresel Makro Finansal İstikrar' konulu bir panelde konuşmacı olarak yer aldım. Bu konuşmada doların değişen rolü ne? Dolardaki son dönemde ortaya çıkan değer kaybına ve bunun sonucu oluşan dünyadaki altın talebine ve bunun sebep olduğu altın fiyatlarındaki artışa vurgu yaptım. Dolardaki düşüşün gelişmekte olan ülkeler için normalde pozitif arz şoku olduğunu yani enflasyonu düşürürken büyümeyi güçlendirdiğini vurguladım. Normalde gelişmekte olan ülkelerde, 'Doların değer kaybetmesi' demek hem büyümenin güçlenmesi hem de enflasyonun düşmesi demek. Fakat bu dönemdeki hareketlerin Türkiye ekonomisi için farklı etkileri olabileceğinden bahsettim çünkü ülkemizde ciddi anlamda bir yastık altı altın stoku olduğu tahmin ediliyor. Nereden tahmin ediliyor? Bizim tahminlerimiz, çeşitli analizlerimiz sonucu yastık altı altın stokunun 400-500 milyar dolar aralığında olduğunu işaret ediyor. Şimdi bu kadar ciddi bir altın stoku olduğunda son 1 yıldaki fiyat artışını düşündüğümüzde ülkemizde bunun varlık etkisi 100 milyar doları geçiyor. Yani altın fiyatlarındaki artış da bu varlık etkisi kanalıyla tüketim talebini destekliyor. Bu yeni söylediğim bir şey de değil. Zaten bu konuya dair araştırmalarımız vardı. Bunu biz Mayıs ayında bir blog çalışmasıyla web sitemizde paylaşmıştık. Ben de aslında bu geçen hafta olan Hollanda'daki panelde bu bulguları paylaştım. Yeni bir iletişimde bulunmadım. Dolayısıyla özetlemek gerekirse benim yaptığım konuşmada, konuşma hiçbir şekilde vatandaşlarımızı enflasyondan sorumlu tutmadım" diye konuştu. 'MART-NİSAN AYLARINDA BRÜT REZERVLER 171 MİLYARDAN 139 MİLYAR DOLARA GERİLEDİ'Karahan, Merkez Bankası'nın bağımsız politikalarla hareket ettiğini aktardı ve Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat (KKM) ile ilgili sürecin şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşıldığını söyledi. Karahan, Merkez Bankası'nın rezerv yönetimiyle ilgili, "Özellikle mart ayı ve sonrasındaki rezerv satışlarıyla ilgili sorular oldu. Daha önce açıkladığımız gibi aşırı oynaklık gözlenen piyasa koşullarında; döviz piyasası koşullarında arz- talep dengesinin sağlanması amacıyla gerekli döviz likiditesini sağlıyoruz. Yurtiçi ve yurtdışı gelişmelerin etkisiyle mart ve nisan aylarında baktığımızda aslında mart ayında 171 milyar dolar olan brüt rezervler 2 mayıs tarihinde 139 milyar dolara gerilemişti. Sonra tekrar artış eğilimine girdi ve 26 Eylül itibariyle 183 milyar dolar seviyesinde. Enflasyon görünümünde bir bozulma olmaması için o dönem o adımları atmak zorundaydık. Tüm politikalarımızı enflasyon gönlüne odaklı ve veri bazlı bir yaklaşımla alıyoruz" dedi. Karahan ayrıca Konkordato ilan eden şirketlerin ekonomi paylarının oldukça sınırlı olduğunu da ekledi. Karahan'ın cevaplarının ardından komisyon toplantısı sona erdi. Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ekonomi